Yılbaşında

Aslında her zaman bir orospuydun sen. Adi bir orospu…

Sosyal konumun ve babanın paralarıyla kendini çevresindeki herkesten üstün sanan sosyetik ve şımarık bir orospu. Ama yine de bir orospu.

Ta ki bugüne kadar. Bugün senin için her şey değişecekti. Artık kendini arkasına sakladığın masken düşecek, kendini aynada çırılçıplak, olduğun gibi görecektin.

******

Benden hiçbir zaman hoşlanmamıştın. Bakışların hep nefret doluydu. Ne de olsa sizin o küçük grubunuza sonradan katılmıştım, üstelik sizinki gibi köklü bir aileden de gelmiyordum. Senin gözünde her zaman sonradan görme bir taşralı olarak kalacaktım. Öte yandan beni her gördüğünde o tapılası vücudunu biraz daha sergiler, hiçbir zaman sahip olamayacağım şeyleri gözüme sokardın.

Uzun bir süre sana ve bu tavırlarına katlandıktan sonra harekete geçmeye karar verdim. Yılbaşı günü geldiğinde her şeyi hazırlamış uygun zamanı bekliyordum.

Tahmin ettiğim gibi sevgilinin yanına gitmek için partiden erken çıktın. Geceyarısına birkaç saat daha vardı. Başka bir partide buluşmak için sözleşmiştiniz. Sen çıktıktan sonra arkandan usulca ben de çıktım. Bütün apartman her daireden gelen eğlence sesleriyle yankılanıyordu. Aldığın alkolün de etkisiyle çok geç olana kadar seni takip ettiğimi fark etmedin.

Ani bir hareketle bir elimle ağzını kapayıp diğeriyle ellerini yakaladım. Seni sürükleyerek anahtarını önceden aldığım iki kat aşağıdaki kazan dairesine götürdüm. İçeri girince seni pis zemine fırlatıp attım. Kimsenin duyamayacağı çığlıklarını umursamadan ağır hareketlerle kapıyı kilitledim. Çaresizliğin yavaş yavaş damarlarında dolaştığını görmek istiyordum.

Kapıyı kilitledikten sonra sana doğru gelmeye başladım. Her adımımda cesaretin daha da kırılıyor, çığlıkların cılızlaşıyordu. Üzerine eğildiğimdeyse nefesini tutup olacakları beklemeye başladın. Cebimden bir bıçak çıkarıp suratına yaklaştırdığımda ne kadar ciddi olduğumu anlamıştın. Korkudan gözlerin yuvalarından çıkacak gibiydi.

“İki seçeneğin var: Ya bu gece benim dediğim her şeyi tereddütsüz yapacaksın ya da seni öyle bir hale getireceğim ki, seninle işim bittiğinde üste para versen bile dünyada seni sikecek bir erkek bulamayacaksın. Seçim senin.”

Ağlayıp “Nolur zarar verme bana. Ne istersen yaparım söz. Lütfen, yalvarırım. Canımı yakma” diye yalvarmaya başladın hemen. “Güzel” dedim pis pis sırıtarak “Senin gibi akıllı bir orospudan da bu beklenirdi zaten. Şimdi çıkar o paltonu.”

Gözünden yaşlar süzülerek paltonu çıkardın. Buz gibi kazan dairesinde göğüslerini ve bacaklarını neredeyse tamamen açıkta bırakan dekolte gece elbisenle duruyordun. Soğuktan ve korkudan titremeye başlamıştın. Yavaşça etrafında döndüm. Korkun benim için tam bir afrodizyaktı. Elimdeki bıçağı hafifçe vücudunun üstünde dolaştırıyordum. Ses çıkarmaya korkarak sessizce ağlıyordun. Derken ani bir hareketle göğüs dekoltenin tam ortasından bıçakla girerek elbiseni kesip attım. Sütyen giymediğin için karşımda sadece külodunla kalmıştın. Ki bıçağın karşısında onun da ömrü çok olmadı.

Çırılçıplak kaldığında seni saçlarından tutup çekerek duvara dayalı masaya domalttım. Ellerini arkanda birleştirip bembeyaz kalçalarına tokatlar atmaya başladım. Uzun zamandır hayallerimi süsleyen bu kalçalar artık istediğim her şeyi yapmam için benimdi. Ve her şey planladığım gibi giderse, eğer seninle ilgili gerçekten de haklıysam, bundan sonra da benim olacaktı bu kalçalar. Tıpkı vücudunun geri kalan her yeri gibi.

Biraz geri çekilip kıpkırmızı kalçalarını seyrettim. “Kalçalarını iki yana ayır. Deliklerini görmek istiyorum” dediğimde itiraz etmeden dediğimi yaptın. Şimdi en mahrem yerlerin gözümün önündeydi. İki parmağımı hoyratça amına soktum. Islanmıştı. Evet, tahminlerim doğruydu. Bütün bunlardan zevk alan, biraz sonra tecavüze uğrayacak olmaktan heyecanlanan adi bir orospuydun.

“Tam tahmin ettiğim gibi. Bütün o havalı görüntünün altında basit bir orospusun sadece” diyerek seni aşağıladığımda hıçkırarak ağlamaya başladın. “Hiç götünü siktirdin mi kaltak?” diye sorduğumda ise ağlamaya ara vererek “Lütfen oradan olmaz. Yalvarırım. Amımdan istediğin kadar sik, ama oramı bırak. İstersen ağzımla da boşaltırım, ama lütfen…” diye yalvarmaya başladın. “Kes sesini kaltak” diyerek kalçana sert bir tokat attım. “Sana mı soracağım nereyi sikeceğimi? Götünden sikilmediysen yılbaşından önce bu sorunu halletmemiz lazım. Senin gibi bir fahişenin sikilmemiş deliği olmamalı. Açılışı yapmak da benim gibi avam tabakadan birine düştü şansına” diye seninle alay ettim. Dimdik olmuş sikimi pantolonumdan çıkarırken “Dön de bir bak yiyeceğin yarağa” dedim. Bana doğru dönmenle yalvarmaya başlaman bir oldu. Çok uzun bir sikim yoktu, ama son derece kalındı. Bugüne kadar hemen hemen her kadın kalınlığına alışana kadar epey acı çekmişti, özellikle de götünden siktiklerim. Daha fazla zırlamana fırsat vermeden suratına bir tokat patlattım. Kafanı masaya çarpınca sesini kestin.

Ellerini arkanda birleştirip sikimi üzerine tükürük bıraktığım göt deliğine dayadım. Ağır ağır yüklenmeye başladım. Milim milim götüne giriyordum ve sen altımda çığlıklar atarak çırpınıyordun. Henüz başını yeni sokmuştum ki, bağırmaktan neredeyse sesin kısılmıştı. O an ani bir hareketle omuzlarından tutup hem ben sikimi sana doğru ittim, hem de seni kendime doğru çektim. Bu hareketle bir hamlede hepsini sokmuştum sikimin. Sense altımda resmen uluyordun. Götün yırtılmış, kanlar bacaklarından aşağı süzülüyordu. Çıkardığın seslerden senin boğazın, benimse kulaklarım patlayacaktı neredeyse.

“Sus amına koduğumun orospusu! Nasıl hoşuna gitti mi kol gibi yarağı götüne kuru kuru yemek? Senin için unutulmaz bir gece olacak bu” diyerek seninle dalga geçiyordum. “Hayvan herif! N’olurdu ıslatsaydın biraz sanki? Ruh hastası. Sadist” şeklindeki haraketlerin içinde gidip gelmeye başlamamla yerini çığlıklara bıraktı. Burada bizi kimse bulamayacağı için rahattım, hatta çığlıkların beni adeta motive ediyordu. “Korkma, en tecrübeli orospular bile başta böyle zorlanıyorlar bebeğim, ama biliyor musun hepsi en sonunda bu siki götüne yiyebilmek ayaklarıma kapanıyor. Sen de öyle olacaksın. Seni kuru kuru götünden sikip altımda anırtmam için yalvaracaksın bana. Müptelası olacaksın sikimin sürtük” derken bir elimle saçlarına asılıp diğeriyle de kalçalarına şaplaklar atıyordum.

Götün o kadar dar ve sikimi sıkı sıkı sarıyordu ki, çok geçmeden boşalmaya yaklaşmıştım. Bu arada sen de acıya alışmış artık eskisi gibi bağırmıyor, sadece inliyordun. Amınla biraz oynansa muhtemelen boşalırdın bile. Ama şu anda senin acı çekmen gerekiyordu, kendini herkesten üstün gördüğün ve onları aşağıladığın için cezanı çekmeliydin. O yüzden sikimi götünden tamamen çıkarıp tek hamlede dibine kadar soktum. Çığlıkların yine duvarlarda yankılanıyordu. Ayrıca her darbemde öne gidip kafanı duvara çarpıyordun. Bir süre böyle siktikten son bir hamleyle sikimi götünün iyice derinlerine sokup döllerimi yollamaya başladım. Bir haftadır bugüne hazırlandığım için boşalmadığımdan epey bir boşaldım. İçinden çıktığımda sikim kanla kaplıydı. Sense haşat olmuştun. Saçın başın dağılmış, suratın ve kalçaların kıpkırmızı, bacaklarının arasında götünden süzülen kan ve döllerle bütün karizman gitmiş, yalnızca sikilesi bir et yığınına dönmüştün. Manzara o kadar tahrik ediciydi ki yeni boşalmış sikim yeniden kalkmaya başlamıştı adeta. Dayanamayıp bir fotoğrafını çektim. Şantaj gibi bir niyetim yoktu, seni elde etmek için buna ihtiyacım olmayacağını biliyordum. “Korkma kimseye yollamayacağım fotoğrafını, sadece kendi özel koleksiyonum için. Zaten göreceksin sana şantaj yapmaya ihtiyacım kalmayacak” diyerek bir korkunu dindirirken, içinde çok daha derin başka bir korkuyu uyandırdım.

Bir şey demene fırsat kalmadan saçlarından tutup buz gibi taş zemine oturttum seni. Bir sigara yakıp bir nefes çektikten sonra senin dudaklarının arasına yerleştirdim. İçmediğini ve hatta nefret ettiğini biliyordum. O yüzden seni sikimin yanısıra sigaranın da bağımlısı yapmak eğlenceli olacaktı benim için. İtiraz eder gözlerle baktın bana korka korka, ama “İç onu!” dediğimde titreyerek derin bir nefes çektin. Karşındaki bir sandalyeye oturup öksüre öksüre sigara içmeni seyrederken bir sigara da ben yaktım.

Birbirimizi seyrederek sessizce sigaralarımızı içtik. Biraz önce yankılanan çığlıklarla şu anki sessizliğimiz büyük bir tezat oluşturuyordu. Senin bakışlarında korku ve nefret hakimdi. Bense üzerinde kurduğum üstünlükten emin bir şekilde keyifle bakıyordum. Gücünü toplamaya çalıştığın belliydi her halinden. Bugüne kadar kolay pes eden biri olmamıştın ve zaten ben de şu an böyle olmanı beklemiyordum. Sigaranı yerde sabırsızca söndürdükten sonra ayağa kalkıp “Ben gidiyorum” dedin, kendini güçlü göstermeye çalışarak. Ama gizlemeye çalıştığın sesindeki o ufacık tereddütün ikimiz de farkındaydık.

Bir süre sırıtarak oturduğum yerden bakarak üzerindeki gerilimi arttırmak istedim. İradeni kırmam lazımdı ve yavaş yavaş hedefime ulaşıyordum. Önemli olan psikolojik olarak senden güçlü olduğumu hissetmendi. Esas güçsüzlük oydu. Ağır ağır sandalyeden kalkıp yanına yaklaştım. Hakkını vermeliyim, karşımda biraz önce vahşice tecavüze uğramış birisi için oldukça kararlı ve güçlü duruyordun. Ama bu asla yeterli olmayacaktı.

“Sen bu gece olacakları tam anlamadın galiba orospu. Bu gece ben ne dersem onu yapacaksın! Ne dersem! Bu kapıdan ancak ben izin verdiğim zaman çıkabilirsin! Tabi eğer bu güzel bedenine değer veriyorsan.”

Suratına okkalı bir tokat attıktan sonra saçlarına yapışıp yere fırlattım seni. Karşı koymaya şansın bile olmamıştı. Yere düşer düşmez karnına tekmeler atmaya başladım. Nefesin kesilmişti. Zorlukla “Özür dilerim, ne istersen yapacağım” diyebildin. Tekmelemeyi kesip “Artık çok geç kaltak. Kimin patron olduğunu sana öğreteceğim” diyerek önceden hazırlayıp kenara koyduğum uzunca bir hortum parçasını elime aldım. Hortum darbelerinin o yakan acısını teninde hissettikçe çığlıklar atıyordun. Seni böyle bir süre dövüp bütün vücudunu kızarıklıklar içinde bıraktıktan sonra durup kemerimi çıkarttım. Boynunda tasma gibi dolayıp ucundan çekerek seni yerde sürüklemeye başladım. Kendinde hal bulduğunda boğulmamak için ellerinin ve ayaklarının üstünde emekleyerek beni takip etmeye başladın. Seni tasmandan tutarak dolaştırırken “Şimdi anladın mı ne olduğunu? Benim karşımda basit bir köpeksin sadece” diye bağırıyordum sana.

Bu kadar ‘eğitim’in yeterli olduğuna kanaat getirince seni tuttuğum gibi masaya yatırdım sırtüstü. Korkuyla şimdi yapacağım şeyi bekliyordun. Ama seni şaşırtan bir şekilde bacaklarının arasına eğilip parmaklarımı ıslanmış amına soktum. Hafif bir inleme çıktı dudaklarının arasından. Vücudun zaten çoktan sana ihanet etmişti, şimdi sıra ruhundaydı. Bir taraftan parmaklarımla seni sikerken diğer taraftan amını emmeye yalamaya başladım. Çok geçmeden sen de bütün benliğinle kendini bu zevk dalgasına bıraktın. İnlemelerin zevk çığlıklarına dönmüş, saçlarıma asılarak kafamı amına bastırıyordun. Fazla beklemeden de çığlık çığlığa boşalmaya başladın. Ama ben durmadım, parmaklarım ve dilim amının üzerinde çalışmaya devam etti. Kısa bir süre sonra yeni bir zevk dalgasıyla sarsılıyordun. Yeni bir orgazm kapıdaydı, fakat ben seni şaşırtarak aniden kendimi geri çektim.

Hayalkırıklığıyla homurdandın. “Ne oldu? Devam etmemi istiyorsun yoksa?” dediğimde başınla onayladın beni.

“Söyle kaltak! Ne istediğini söyle!”

“Devam et, lütfen.”

“Neye devam edeyim?”

“Amımı yalamaya.”

“Bağır sürtük! Yalvar!”

“Lütfen yala amımı! Sik beni yalvarırım! Boşalmak istiyorum!”

Ağzından bu cümleler çıktığında pis pis sırıttım sana. O an dediklerinin farkına varmıştın, hemen kızardın. “O kadar kolay olmayacak bu orospu. Önce kirlettiğin siki temizle bakalım” diyerek sandalyeye oturdum. Üzerinde götünün kanının kuruduğu sikimi çıkarıp dibinden tutarak sallamaya başladım. Çaren olmadığını bildiğinden veya artık bunu istediğinden masadan kalkıp bana doğru gelmeye başladın.

“Öyle değil salak karı, sürünerek gel” dediğimde bana kızgın bir bakış atarak ellerinle ayaklarının üstünde emekleyerek bana doğru gelmeye başladın. Bacaklarımın arasına geldiğinde sikimi kökünden tutarak yalamaya başladın. Ağır ağır yalıyordun, bir taraftan gözlerimin içine bakarken. Artık gecenin başındaki tecavüze uğrayan elit sosyeteden eser kalmamıştı, içindeki orospu açığa çıkıp kontrolü ele almıştı.

“Tadı nasıl?” dediğimde ağzına almaya çalıştığın sikimi dudaklarının arasından çıkarıp “Çok güzel” diye cevap verdin. Bir yandan da taşaklarımı okşuyordun. Tahminimden çok daha kısa sürede profesyonel bir fahişeye dönüşmüştün neredeyse.

“Yeter bu kadar” diyerek seni saçlarından tutarak masaya götürdüm. Sikimi amının dudaklarının arasına sürtüyor, içeri sokmuyordum. “Sok artık hayvan herif! Daha yalvartma beni! Ne bekliyorsun siksene amımı! Hadiiii!” demenle içine kökledim aniden. Hızla gidip gelirken bacaklarını belimde birleştirmiş altımda inliyordun.

Ben de senin sınırlarını daha zorlamak için tokatlar atmaya başladım memelerine. Tokatlar suratına gelmeye başladığında kasılarak boşalmaya başladın. “Hoşuna gitti mi sürtük?” dediğimde “Evet. Daha hızlı sik daha sert sik orospu çocuğu! Bitirdin beni hayvan!” diye bağırıyordun.

“Kaltak! Nesin sen? Söyle nesin?”

“Orospuyum! Senin orospunum! Sik orospunu! Dağıt amını götünü!”

Suratına tükürmemle birlikte ikinci orgazmını yaşamaya başladın. Aşağılanmak gerçekten de seni tahrik ediyordu.

Aniden çalan telefonun ziliyle ikimizde irkildik. Arayan sevgilin olmalıydı. Seni merak etmişti muhtemelen. Hemen paltonun cebinden telefonu alıp sana verdim. Normalde seni uyarmam gerekiyordu, ama sen buna gerek kalmadan sevgiline kendini iyi hissetmediğini, eve gideceğini anlatmaya başladın. Bu sırada ben de tekrar içine girmiş, ağır ağır sikiyordum seni. Durumun tahrik ediciliğiyle çığlık çığlığa boşalmamak için kendini zor tutuyordun. Sen telefonu kapatmaya çalıştıkça o uzatıyor, seni rahat bırakmıyordu. En sonunda telefonu kapattığında kuvvetli bir çığlık atarak orgazm oldun. Bense birkaç gitgelden sonra hala kasılmakta olan amının derinliklerine yolladım döllerimi.

Bir süre üzerine yığılıp kaldım. İkimiz de soluk soluğa kendimize gelmeye çalıştık. Nefesim düzeldiğinde kalkıp bir sigara yaktım. Ben bir şey demeden sigarayı almak için elini uzattın. Parmaklarının arasına sıkıştırdığım sigaradan bir nefes çekerken halinden oldukça memnun görünüyordun.

Biraz oturup dinlendikten sonra geceyarısına 15 dakika kaldığını fark ettim. Aceleyle daha önceden buraya sakladığım küçük bir çantadan çıkarttığım iki tane plastik vibratörü yere dik olarak koydum. Vantuzlu tabanları sayesinde ikisini de yere sabitlerken beni meraklı gözlerle izliyordun. Hemen saçına yapışıp seni yere fırlattım. Ne yapacağını anlamamış gibi suratıma bakıyordun. Aslında anladığın gözlerinden anlaşılıyordu, ama vakit kazanmaya çalışıyordun. Aptalca bir çaba. Suratına bir tokat patlatınca bunun sen de farkına vardın. Biraz sonra içine girecek vibratörleri elinden geldiğince yalamaya başlamıştın.

İyice ıslandıklarına emin olunca son bir kurtulma çaresiyle bana baktın. “Hadisene orospu! Yeni yıla onların üzerinde boşalırken gireceksin. Ama yeni yıldan önce boşalmak yok, sonra bozuşuruz” dememle hemen vibratörlerin üstüne oturmaya başladın. Birini amına diğerini götüne yerleştirmiştin, ama ikisi de hatırı sayılır büyüklükte olduğu için bir türlü oturamıyordun. Sinirlenip omuzlarından bastırdım. Aniden iki vibratörde içine gömüldü. Kıçın zemine değdiğinde ağzından korkunç bir çığlık çıktı.

Ama ben dinlenmene fırsat vermeden seni saçından çekip kaldırarak hareket ettirmeye başladım. Kaldırıyor ve indiriyordum. Saçının acısı deliklerinin acısına baskın gelmeye başladığında benim yardımım olmadan oturup kalkmaya başladın. Yine de hala çığlıklar atıyordun ara ara. Uzanıp vibratörlerin titreşimini çalıştırdığımda ise çığlıkların inlemelere dönüştü.

Yılbaşına 5 dakika vardı. Birazdan boşalmak üzere olduğun her halinden belliydi. Ben ise seni izlerken yeniden kazık gibi olan sikimi sıvazlıyordum.

“Sakın boşalma sürtük. Birlikte 10’dan geriye sayıcaz. Tam 12’de ikimiz de boşalıcaz. Anladın mı beni?”

“Tamam tamam, nasıl istersen.”

Artık avucumdaydın.

Zaman giderek yaklaşırken ikimiz de kendimizi tutmakta zorlanıyorduk. Sonra saymaya başladık.

“On, dokuz, sekiz, yedi, altı, beş, dört, üç, ikiiii, biiiiiiiirrrrrrrrr”

Aynı anda senin zevk suların ve benim döllerim zemini süslemeye başladı. Uzun ve yorucu bir orgazmdan sonra zorlukla kendimize gelebildik. Sen dinlemeye çalışırken seni saçlarından tutup yerdeki spermlerimin üstüne getirdim. İçinde bulunduğun şehvet halinin de etkisiyle bir şey dememi beklemeden yalamaya başladın pis yeri. Hepsini yalayıp yuttuğunda gözlerini kaldırıp gözlerimin içine baktın, sanki takdir beklermiş gibi. Aldığın tek cevapsa yere bıraktığım okkalı tükürük oldu. Onu da yaladın uslu bir orospu gibi.

Şimdi ikimiz de yığılmış kendimize gelmeye çalışıyorduk. Bir sigara yaktım sandalyeye oturup. Sense bana isteyen gözlerle bakıyordun. Sırıtarak paketi ve çakmağı önüne attım. Hemen yaktın sigaranı.

Bu son orgazm ve sigara sahnesi benim elime düştüğünün mührü olmuştu. Artık ne istersem yapacaktın. Hem de seve seve.

Biraz dinlendikten ve yaklaşık yarım paket sigaradan sonra ağır adımlarla yanına geldim. Halin kalmamıştı artık, o yüzden korkuyla geri çekildin.

“Bundan sonra benimsin sürtük. Benim orospumsun. Ben ne istersem, ne zaman istersem, nerede istersem yapacaksın. O kılıbık sevgilinin yanından gelip yarağımın altına yatacak, sonra tekrar onun kollarına geri döneceksin. Neden biliyor musun? Çünkü sen bir orospusun. Ruhunda var orospuluk. Bunca yıldır boşuna bastırmaya çalışıyormuşsun. Bak ortaya çıkması için bir yarak yetti de arttı. Bundan sonra yarağımın müptelası, kölesisin. Haa dersen ki ben gitmek istiyorum, istediğin gibi gidersin. Ama bakalım içindeki orospu buna izin verecek mi? Bir kere ortaya çıktıktan sonra onu bastırmak mümkün mü acaba? Anladın mı kaltak?”

“Evet hayvan herif, evet. Ne yaptın bana böyle? Ne hale getirdin beni? Neden? Neden? Allah belanı versin! Nefret ediyorum senden!”

“Ben bir şey yapmadım sürtük. Sadece içindeki orospunun ortaya çıkmasını sağladım. Sense bana teşekkür edeceğine hakaret ediyorsun. Ama şimdilik sesimi çıkarmıyorum, nasılsa ileride teşekkür de edeceksin” dedim yavaşça yanağını okşayarak.

“Son bir şey, anlaşmamızı bağlamak için. Sakın kıpırdama. Eğer kıpırdarsan seni öyle bir hale getiririm ki, buradan çıkınca anan bile tanıyamaz.”

Sikimi çıkarıp biraz daha yaklaştım. Anlamamıştın ne olduğunu. Derken üzerine işemeye başladım. Bir an kıpırdayacak gibi oldun. Ama sonra korku, tiksinmeye baskın geldi ve öylece durup sıcak idrarın üzerinden akıp gitmesini bekledin. Düştüğün hali düşünüyor ve ağlıyordun. Göz yaşların idrarlarla birlikte yere doğru kayıyordu. İşim bitince sikimi pantolonuma koyup kapıya yöneldim.

“Hadi eyvallah orospum.”

Bir cevap yazın